Wednesday, November 1, 2017

Cumhuriyet, Türk Bestecilerinin Eserleriyle Kutlandı

İstanbul Devlet Opera ve Balesi, 29 Ekim Pazar günü gerçekleştirdiği Cumhuriyet Dönemi Türk Bestecileri konseriyle Türkiye Cumhuriyetinin 94. yaşını coşkulu şekilde kutladı. Kadıköy Süreyya Operası’nda sahnelenen konser, ezelden beri müzik camiasında tartışılagelen “Türkçe arya olur mu?” sorusuna güzel bir yanıt niteliğindeydi.


Türkiye’de operanın gelişmesine büyük katkılarıyla ve Ankara ve İstanbul operalarının kurucusu olarak bilinen Aydın Gün anısına düzenlenenen konserde Boğaziçili piyanist Aydın Karlıbel, İDOB sanatçıları Utku Bayburt (Bariton), Cenk Bıyık (Tenor), Şebnem Ağrıdağ (Soprano), Cengiz Arslan (Bariton), Deniz Likos (Mezzo Soprano) ve Özlem Soydan’a (Soprano) eşlik etti.

Bazilari Türkiye Cumhuriyetinin ilk yıllarında yetenekli gençlerin eğitim için yurtdışına gönderilmeleri kapsamında, bazilari kendi imkanlariyla Almanya, Fransa, Avusturya gibi Avrupa ülkelerinde okuyan, bu birikimleriyle yurda dönerek müzik üretimi ve eğitimi anlamında büyük katkılar sağlayan ve Türk Beşleri olarak anılan Ahmed Adnan Saygun, Cemal Reşit Rey, Ulvi Cemal Erkin, Necil Kazım Akses ve Hasan Ferid Alnar’ın eserlerinden oluşan program, Aydın Karlıbel'in açılış konuşmasıyla başladı.

İlk olarak Saygun’un “Köroğlu” ve “Harmandalı” adlı eserleri Utku Bayburt’tan dinledik. Daha sonra sahne alan Cenk Bıyık Saygun’un “Mavilim” ve Akses’in “Mumların Karanlığı”nı oldukça başarılı şekilde yorumladı. Necil Kazım Akses’in yoğun dissonans kullanılan ve zorlu bir icraya sahip Orhan Veli şiiri üzerine yazdığı “Anlatamıyorum” ve “Aramadın” adlı şarkıları dinlediğimiz Şebnem Ağrıdağ ise salonu hem gür sesiyle hem de günün anlam ve önemine uyan kırmızı elbisesiyle etkiledi. Cengiz Arslan, Ulvi Cemal Erkin’in Altı Halk Türküsü’nden “Çamdan Sakız Akıyor”, “Ayın Ondördü” ve “Divan” isimli şarkıları yorumlarken Deniz Likos Cemal Reşit Rey’in 12 Anadolu Türküsü’nden “Yonca” ve “Sarı Zeybek”i; Özlem Soydan da duru sesiyle “Çeşme” ve “Ayın Ondördü”nü söyledi. Bilinen halk türkülerinden esinlenilen bu şarkılarda klasik batı müziği formlarında bestelenen türkülerden örnekler dinledik. Halk müziği ve yerel kültüre ilişkin muzikal malzemenin (yasaklanip yok edilmemek kaydiyla) batı müziği formlarinda kullanilmasinin yerel muzikleri evrensel boyuta tasiyacagini dusunen biri olarak; Cumhuriyet tarihimizdeki önemli tartışmalardan biri olan Türk müziğinin batı formlarında icra edilip edilmemesi konusundaki fikrim bu performanslardan sonra da degismedi ancak ozellikle sozlu muzikte bunun mutlaka iyi bir beste ve iyi bir icrayla yapilmasi gerektigi seklinde guncellendi :) Ayrica orkestra esliklerinin piyanoyla calinmasinin da etkiyi biraz azalttigini dusunuyorum.


Karlıbel solo olarak seslendirdigi Hasan Ferid Alnar’ın Sekiz Piyano eserinde caz tınılarının hissedildiği “Şu Yamaçta No.1” ve izlenimci özellikleri ön plana çıkan “Deniz Kıyısında Gün Doğusu No.3” ve “Oyun Havası No.8” eserlerini piyanoyla başarılı şekilde yorumladı. İlk kez Ferid Alnar’ı canlı dinleme fırsatı bulduğum için ayrıca mutlu oldum. Türk bestecilerinin daha dinlemedigim ne çok güzel eseri/şarkısı olduğunu düşünerek; keşke okullarda bunlara da yer verilseydi diye hayıflandım. Program tüm solistlerin katılımıyla Aydın Karlıbel’in bestelediği “Atatürk Marşı” ve düzenlediği “Ankara’nın Taşına Bak” şarkılarıyla sonlanırken; yoğun istek üzerine 10. Yıl Marşı ve İzmir Marşı seyircilerin coşkulu katılımıyla seslendirildi.

Notlar: Piyanist olarak başarılı olan Karlıbel’in, beste ve düzenleme konularındaysa daha çok ilerlemesi gerektiği, kendi eserlerinin oncesinde ve sonrasindaki Alnar ve Rey'in eserleriyle karsilastirinca oldukca göze çarpıyordu. Diğer yandan, konser programında şarkıların alındığı operaların ve/veya eserlerin, şairlerin, sözlerin ve solistlerin ses renklerinin yer alması daha bilgilendirici olurken katılımcı olunmasını da sağlayabilirdi. 

No comments:

Post a Comment