Murger Tomb

Murger Tomb
Henri Murger, Cimetiére de Montmartre, Eylül 2015

Sunday, August 16, 2015

babasız kızlar balosu

"uzakdiyarlara uçtuk: başka çaremiz yoktu
...
babalarının terk ettiği kızlar, kötülüklerinde cömert
aşklarında hazin ve güvenilmezdirler"


"bu davette topuğunuzun ya da kanadınızın
biri kırık olmalı
bu şartı yerine getirmeyenler
kırık ön dişler ya da deşik ciğerlerle de
katılabilirler"

uzun hazırlıklardan geçtik biz
uzakdiyarlara uçtuk: başka çaremiz yoktu
babasız kızlar korosu:
babamız bizi sevmedi
çirkiniz! çirkiniz!
zır deliyiz. güzeller güzeli şüphe
kır kalbimi, alışığım ben
yeşil gözleri babamın: gözleri zehirli yosunlardandır
ince ince proje dokur, gürcü soğuk ve mağrur
babamı hiç görmedim - ki onca yıldır

"bu baloya davetli kızlar
babalarının cenazesinde bulunmayacaklar"

niye seveyim seni
babalarının terk ettiği kızlar, kötülüklerinde cömert
aşklarında hazin ve güvenilmezdirler

babasız kızlar korosu:
babamız bizi sevmedi
öyle birşey koptu ki içimizde
bütün kadınlar bizden sorulur
kaçmayı biliriz biz en iyi
ey cesur! ey sevgili! sıkıysa bak gözlerime
taşa çeviririm seni, mum gibi eritirim
çocukluk acıları pazılarımdır benim
ah ben ne güçlü ne unutkanım bilemezsin.

"balomuz gece yarısını geçe başlayıp
canımız isteyince biter"

kandırdur arabalarıyla dolanmayız biz
cam kırıklarında dans etmek varken
babasız kızlar korosu:
küfredip kavga çıkarırız
çirkiniz! çirkiniz! çirkiniz!
babamız bizi sevmedi
cümlenizin hakkından geliriz
yaralarımıza şap dökerek büyüttük kendimizi
göçebeyiz; talan eder tüyeriz
hayat, baskınımıza mazur bir davet yeridir
arka kapıları tekmeler içeri gireriz
yaklaşma yakarım, dumanını üflediğim gibi
keyfime bakarım

ön kapıdan ve sırayla
buyrun kibar hanımlar beyler
babanız sizi sevdi de ne oldu?
korkak, kör ve bok gibisiniz.

Perihan Mağden, Mutfak Kazaları

Wednesday, August 12, 2015

Yalnız Bir Halk

Yalnız bir latin amerika halkının Türkiye'den, yalnız bir insanınsa yalnız bir halktan farkı yok aslında.

Marquez'in anlatımı zaten çok doğru, çok kalptendir. Anlamak icin hissetmen gereken her şey onda vardır. 1988 yılındaki Nobel konuşmasında da bu yalnızlık denklemini kurmak için her şey var:

"Şairler ve dilenciler, müzisyenler ve peygamberler, savaşçılar ve alçaklar, bu dizginsiz gerçekliğin tüm yaratıkları, bizler, yalnızca birazcık hayalgücü istedik çünkü hayati meselemiz hayatlarımızı inanılır kılan geleneksel araçların yokluğuydu. Bu, sevgili dostlarım, bizim yalnızlığımızın özüdür.

...

Tarihimizdeki sayısız şiddet ve acı; yüzyıl-eski eşitsizliklerin ve anlatılmayan husumetlerin ürünü, memleketimizden üç bin fersah ötedeki bir komplonun değil. Fakat kendi gençliklerinin velud aşırılıklarını unutan pek çok avrupalı lider ve düşünür, dünyanın iki efendisinin merhameti altında yaşamaktan başka bir kader yokmuş gibi böyle düşünmüştür. Bu, sevgili dostlarım, bizim yalnızlığımızın ölçüsüdür."

Çevirmen: Öykü Didem Aydın

Konuşmanın tamamı için:

http://www.birikimdergisi.com/guncel/nobel-konusmasi-latin-amerikanin-yalnizligi

Yani diyor ki, yaşamak için kimseye muhtaç değilsin.
Yalnız da çok güzelsin...

Bir bakışın yeter..
Carlos Gardel-Por una Cabeza

Monday, August 10, 2015

Feysbuk

Facebook'un çıkışı da büyük ihtimalle, "kim kimdir?"i öğrenmek üzerineydi. Biz de şimdi artık bu ve bunun yanında bir çok amaçla kullansak da hala kimin kim olduğunu öğrenmek için kullanıyoruz.

Kendimden doğru (yaygın bir sol jargon kalıbı kullandım sanırım:) vardığım kanı şu oldu bir an: aslında kendimizi de tanıyoruz facebook kullanırken.
Orada oluşturduğumuz profil, biz oluyoruz. Biz neysek profil o oluyor ama daha çok da belki derinde, biz ne olmak istiyorsak o oluyoruz.

Yoksa neden feys'te birşey paylaşıyoruz? Bilmiyorum, şimdilik açıklamam bu yalnızca.


Bir yerlerde (belki içimizde, belki arjantinde, ..) taşlar yanıyor :)

Friday, August 7, 2015

vicious circle

ağzının bittiği yerde
memelerin başlıyor
en mahrem uzantıların
uzayan gecede
milim milim doluyor içime
içime doğuyor, sen başkasın
-başkalar da aynı mı?-

araladığın
göz kapaklarından
ay ışığı
donuyor

karanlığımızı o bile boğamaz,
bozamaz hiçbir yanılgı keyfimizi
geyikli gecede bir parlayıp
iki sönüyoruz ..








(sonlu şarkılarda saklıydı
zamansız ölümümüz)

turgut'a, cemal'e ...

rakı gibi mertçe beyaz
ikindi sonrası kızıllığında sofraların
çocukluğunu sevdir bana,
yalnız kendim için bu yanlış.

...

güneş çıkıverirdi ani,
puslu bulut sokağı
sabahlar titrek ve cani
yalnız kendim için bu yanlış.




Saturday, August 1, 2015

O zaman dans ! Renk!






Dansın aşkla belki ama tutkuyla kesinlikle bir ilişkisi var.
İster dansçı olun, ister olmayın; ister dans etmekten keyif alıyor olun isterse de "ben dans edemem"ci olun, hem dinlerken hem de sevdiğinize söylerken keyif alacağınız 2 dans konulu müzik parçası paylaşmak istiyorum.

Ben bunları dinlerken, dans ederken aşık olduğum birini düşünüyordum; siz ne düşünürsünüz acaba? ya da sadece kendinizi tınıların ahengine1 bırakıp müziği mi dinlersiniz?

İlki, Nouvelle Vague'dan bir Lord of The New Church cover'ı olan Dance With Me.



İkincisi, Kings of Convenience'dan I'd Rather Dance With You. bu parçanın sözleri çok iyi, milongalarda bazen bunu düşünüyorum: senle konuşmaktansa dans etmeyi tercih ederim :)
klibi de çok yaratıcı, ince bir gelenekselcilik ve klasik eleştirisi



Müzik de konusu dans olmasa da dansla alakalı tabi ki, bu anlamda, dans konulu şarkılar çifte bir etki yaratıyor belki de.. hm, bunu daha önce düşünmemiştim :)

1 off klişenin dibi :P

bonus: orijinal lords of the new church versiyonunu da koyuyorum, yeter ki arayıp bulmakla uğraşmayın, hazır konulmuşu var :)

bir bonus yetmedi: i'd rather dance with you'nun sözlerini de buraya koyuyorum. (teşekkür ederim efenim, ne demek. ... asıl ben teşekkür ederim. .. aynen. ... bilmukabele ...:)


I'd rather dance with you
than talk with you,
so why don't we just move into the other room.
There's space for us to shake,
and 'hey, I like this tune'.
Even if I could hear what you said,
I doubt my reply would be interesting
for you to hear.
Because I haven't read a single book all year,
and the only film I saw,
I didn't like it at all.
I'd rather dance than talk with you.
I'd rather dance than talk with you.
I'd rather dance than talk with you.
The music's too loud
and the noise from the crowd
increases the chance of misinterpretation.
So let your hips do the talking.
I'll make you laugh by acting like the guy who sings,
and you'll make me smile by really Getting into the swing.
Getting into the swing.
Getting into the swing.
Getting into the swing.
Getting into the swing.
Getting into the swing.
Getting into the swing.
Getting into the swing.
I'd rather dance than talk with you.
I'd rather dance than talk with you.
I'd rather dance than talk with you.
I'd rather dance than talk with you.
I'd rather dance than talk with you.
I'd rather dance than talk with you.


kings of convenience'ı dinlememi sağlayan mustafa'ya da teşekkür ederim bu arada ;)