bu cümleyi "sanatı para kazanmak için yapmıyorum" şeklinde de duyuyoruz. her ne kadar ideal olan bu olsa da ilk insan topluluklarından beri sanatçı (o zaman sanat kavramı olmadığı gibi "sanatçı" da denmiyor tabi ki, şimdi sanatçı dediğimiz şeyin o topluluktaki versiyonları, şaman, büyücü, vb gibi kişilerden bahsediyorum. detaylı bilgi için sanatın icadı-larry shiner) zaten yaşamak için gerekli olan şeyleri üretmediği için, aslında "sanatıyla para kazanır". yaşamak için bunu yapmak zorundadır da. kaldı ki günümüzde aslında herkes (çiftçiler, köylüler, vb. hariç) yaşamsal ihtiyaçlarını karşılamak için para kazanmak zorunda. bunun tartışması yok.
tartışılabilecek tek şey, müziği para kazanmak için yapmaya başladığında eskiden aldığın hazzı alabilecek misin? bu durumdan duruma, kişiden kişiye değişebilir. bunu herkes kendi içinde tartışabilir, bu yazıda bu konuya girmeyeceğim.
müziği para kazanmak için yapmakla, müzik yapabilmek için para kazanmak arasında bir fark var. para kazanmak için müzik yapıyorsa biri ve yeterince para kazanamadığından şikayet ediyorsa (genelde konservatuvar okuyanlarda gördüğüm bir durum), gidip işletme falan okusaydın demek istiyorum. çünkü zaten popçu vs. olmadığın sürece sanattan çok para kazanamazsın. sonra fark ediyorum ki bunu diyenler de popçu olmak istiyor :S onların istediği zaten sanat değil, zanaat. yani besteci değil de çalgıcı ya da şarkıcı olmak gibi örnekleyebiliriz. müzik yapabilmek için para kazanmaksa bir zorunluluk. biri bunu istediği için kesinlikle suçlanamaz. hatta zaten aslında hak ediyordur da, yalnızca hak ettiğini kazanmak istiyordur..maalesef türkiye'de en zor olan şey.
toparlayacak olursak, beethoven da müziğinden para kazanmaya çalışıyordu, van gogh da resminden (ha van gogh kazanamadı yaşarken, o ayrı, akıbetini burada yazmama gerek yok sanırım). bu para kazanma olayı sanatlarının değerinden birşey eksiltti mi? tabi ki de hayır. peki eserleriyle para kazanamasalardı değerlerinden eksilecek miydi? ona da hayır.1 günümüzde de aynı şekilde para kazanamadığı halde çok iyi müzik yapanlar da var, çok iyi müzik yapıp para kazananlar da. bu durum eserlerinin değerini zaten olduğundan azaltmaz veya artırmaz. günümüz yeni nesil müzisyenlerinin de (ars longa, barış demirel, the away days, vb...) müzikten para kazanmaya çalışmaları (ressamların resimlerini satmaya çalışması da örneğin, tangocuların şov ve milonga organizatörlüğüne dalmaları ve diğerleri diye siz çeşitlendirin) çok doğal, umarım bol bol kazanırlar ki daha fazla müzik yapabilirler. hem böylece daha fazla yeni müzisyen gelip ortamı da şenlendirebilir. Oley !
1 eserin değeri konusunda kafa karıştıran en büyük sorun (yani iyi olmayan şeyler çok fazla para kazanabiliyor, bkz pop müzik, iyiler de kazanamıyor sorunsalı) sanatın piyasalaşması (detaylı bilgi için yine Sanatın İcadı'na bakabilirsiniz).
Ars Longa'ya ayrıca bir yazıyı ayıracağım için buraya the away days'i koyuyorum. sahne performansları da güzel, tam müzikleri gibi mütevazi ama etkileyici. solistleri de savaş'a çok benziyor, zaten savaş'tan duymuştum zamanında bu grubu. neyse, ...
No comments:
Post a Comment