O akşam eve döndüğümde böylesine güzel bir müziğin ve onun yaratıcısı olan böylesine müthiş bir müzisyenin dünya çapında üne ulaşmamış olmasına ve daha önce duymamış olmama çok şaşırıp internette melody gardot'yla ilgili haberlere baktım. Wikipedia'da yer alan hayat hikayesinden çok etkilendim ve müziğindeki büyünün nereden kaynaklandığını anladım. Gardot küçük yaşta piyano çalmaya başlamış, 16 yaşına geldiğinde ise Philadelphia barlarında caz çalıyormuş. 18 yaşında geçirdiği bir trafik kazasından sonra omurgasında oluşan hasar nedeniyle birkaç yıl hastanede yatmış. İlk başta konuşma yetisini bile kaybetmesine rağmen, müzik terapisi sayesinde tekrar eski yetilerine kavuşmaya çalışmış. piyano çalması için gereken vücut pozisyonunu alamadığından, yattığı yerde çalabilmek için gitar öğrenmiş ve beste yapmaya başlamış. sinirlerinde oluşan hasar nedeniyle ses ve ışık acı veriyormuş.
Gardot'nun müziği bu nedenle çok yumuşak ve sahnesi çok karanlık (hatta sahnedeki az ışıktan bile etkilenmemek için konserlerine güneş gözlüğüyle çıkıyor). bestelerindeki sıcak bir battaniye gibi sarmalayan karanlığın da günlük hayatının bir parçası olarak çektiği acıyla savaşının bir ürünü olduğunu düşünüyorum. müziğin dokunulamamasına, koklanamamasına rağmen aslında ne kadar somut ve maddi etkisi olan bir olgu olduğunu böylesine apaçık görmek de özel bir ilgi doğuruyor ve tuhaf bir heyecan yaratıyor bende.
internetteki kısa gezintimin sonunda Gardot'nun aslında dünyada ve hatta ülkemizde tanındığını fark ettim. ne şans ki, en son 2013 yılında Türkiye'de konser veren Gardot'yu, İKSV Caz Festivali kapsamında 6 Temmuz'da tekrar dinleyebileceğiz. kalmama riskini göze alamadığımız için, benim gibi müziğinin hayranı olan bir arkadaşımla bir kaç ay öncesinden biletlerini aldık. İşimiz gereği istanbul'da olmama ihtimalinden korkuyorduk, neyse ki istanbul'da olacağımız da an itibarıyla kesinleşti. eskiden bildiğimiz love me like a river does, impossible love gibi rüştünü ispatlamış parçalarının yanında, 2015'te yeni yayınladığı albümü Currency of Man'den de parçalar dinleyeceğimizi düşünerek hazırlıklara başladık bile. bu albümde de Same To You ve Preacherman şimdilik ilk dikkatimi çekenler.
Acaba sizin en sevdiğiniz Melody Gardot parçaları hangileri olacak?
Bonus: Somewhere Over The Rainbow'da çellist Stephan Braun parçaya çelloyu gitar gibi çalarak eşlik ediyor
No comments:
Post a Comment