Murger Tomb

Murger Tomb
Henri Murger, Cimetiére de Montmartre, Eylül 2015

Saturday, January 18, 2020

İstanbul Avrupa Korosu ve Camerata Barok İstanbul'dan Görkemli Bir Konser

İstanbul Avrupa Korosu ve Camerata Barok İstanbul'dan Görkemli Bir Konser


16 Ocak akşamı, Moda Assomption kilisesinin duvarları, Barok ve Klasik dönemin görkemli eserleriyle yankılandı. İstanbul Avrupa Korosu ve Camerata Barok Istanbul topluluklarının solist şarkıcılarla seslendirdiği üç eser, dışarıdaki dondurucu soğuğa karşı, Fransız Katolik Kilisesi’nin sıralarını dolduran müzik severlerin içini ısıttı. Bu çok özel konserin ev sahipliğini 1860’lı yıllarda inşa edilmiş ve tam adıyla Notre Dame de L’Assomption (Muhterem Validemizin (Meryem Ananın) Göğe Yükselişi) Kilisesi gerçekleştirdi.
​​
Konserin ilk eseri, W.A.Mozart’ın babası olarak tanıdığımız, aslında kendisi de besteci, şef, müzik öğretmeni ve kemancı olan ve Salzburg sarayında görev yapan Leopold Mozart’ın (1719-1787) Do Majör Missa Brevis (K.115 ; K⁶.166d) adlı koraliydi. 1771 yılında yalnızca Kyrie, Gloria, Credo ve Sanctus bölümleri bestelenen missanın Benedictus ve Agnus Dei bölümleri sonradan tamamlanmış. 4 ses ve org için yazılan bu eserin ilk olarak oğul Mozart’a ait olduğu düşünülse de sonradan bu fikirden vazgeçilerek Leopold’e hakkı teslim edilmiş. Yaklaşık on dakika süren bu eserle İstanbul Avrupa Korosu, Lena Şenol’un elektronik piyanoyla gerçekleştirdiği org eşliği ve şef Paolo Villa’nın yönetimiyle, göz dolduran bir performansla açılış yaptı. 

Resim

1960’ların başında “Deutcher Singkreis” (Alman Korosu) adı altında İstanbul’un Alman cemaati tarafından kurulan ancak 1991’de bir grup Fransız koristin de katılmasıyla “İstanbul Avrupa Korosu” olarak yeniden adlandırılan İAK, İstanbul’un en eski amatör çok sesli korosu olarak bilinmektedir. Farklı kültürlerden, yaş gruplarından, mesleklerden, dinlerden ve etnisiteden oluşan yetmişe yakın üyesiyle, İstanbul’un özgün, çok-kültürlü dokusunu yansıtan bağımsız, kar amacı gütmeyen bir topluluk olma misyonunu benimsemiştir. Türkiye’de bir çok eserin prömiyerini gerçekleştiren İAK’nin 2010’dan bu yana korrepetitörü Lena Şenol olup 2018 yılından beri de şefliğini Paolo Villa üstlenmiştir.

İkinci eser, Joseph Haydn’ın (1732-1809) Te Deum’uydu (Hob.XXIII c:2). 1800 yılında yazılarak Avusturya Macaristan İmparatoriçesi Marie Therese’e ithaf edilmiş Do major tonundaki eser, Allegro, Adagio ve Allegro Moderato bölümlerinden oluşuyor. Haydn’ın bu eserinde Gregoryan ezgisi Te Deum kullanılıyor ve solist bölümü bulunmuyor. Camerata Barok Istanbul ile koronun birlikte, klasik dönemde popüler olan büyüklük duygusunu ve dev yapılı orkestra ve koroları yansıtan görkemli bir performans gerçekleştirdi.

Camerata Barok Istanbul Orkestrası, 2011 yılında kurulduğundan bu yana, gerçekleştirdiği özgün konserlerle Türkiye’de Barok müzik konusunda önemli bir yer tutmaktadır. Her biri kendi alanında ustalaşmış müzisyenlerden oluşan topluluk bu akşamda 12 kişiden oluşan kadrosuyla yer alıyordu. Topluluk, Trompet ve Timpani gibi enstrümanların da yardımıyla, Haydn’ın Te Deum’unun gösterişini başarılı şekilde ortaya çıkardı.

Üçüncü ve son eserde, Haydn’ınkinden bir yüzyıl daha eskiye giderek, Marc Antoine Charpentier’in (1643-1704) H.146 numaralı Re major Te Deum’unu dinledik. Charpentier’nin 1688-1698 yıllarında Grand Motet olarak bestelediği ve Eurovizyon yarışmasının açılış müziği olarak da hatırlanabilecek bu eserde koro ve orkestraya solistler de eklendi. Soprano Bezmi Hazal Ekşi, Alto Seda Taşpınar, Tenor Volkan Çelik ve Bas Atilla Gündoğdu ile birlikte sahnedeki seksenin üzerindeki müzisyenin seslendirdiği bu coşkulu eser Kiliseyi dolduran tüm dinleyiciler tarafından beğeniyle alkışlandı.

Ceren Tosun

Bu yazı, Koro Kültürü Derneği'nin Mart 2020'deki 17. bülteninde yayınlanmıştır.
http://www.korokulturu.org/

No comments:

Post a Comment