Marquez'in anlatımı zaten çok doğru, çok kalptendir. Anlamak icin hissetmen gereken her şey onda vardır. 1988 yılındaki Nobel konuşmasında da bu yalnızlık denklemini kurmak için her şey var:
"Şairler ve dilenciler, müzisyenler ve peygamberler, savaşçılar ve alçaklar, bu dizginsiz gerçekliğin tüm yaratıkları, bizler, yalnızca birazcık hayalgücü istedik çünkü hayati meselemiz hayatlarımızı inanılır kılan geleneksel araçların yokluğuydu. Bu, sevgili dostlarım, bizim yalnızlığımızın özüdür.
...
Tarihimizdeki sayısız şiddet ve acı; yüzyıl-eski eşitsizliklerin ve anlatılmayan husumetlerin ürünü, memleketimizden üç bin fersah ötedeki bir komplonun değil. Fakat kendi gençliklerinin velud aşırılıklarını unutan pek çok avrupalı lider ve düşünür, dünyanın iki efendisinin merhameti altında yaşamaktan başka bir kader yokmuş gibi böyle düşünmüştür. Bu, sevgili dostlarım, bizim yalnızlığımızın ölçüsüdür."
Çevirmen: Öykü Didem Aydın
Konuşmanın tamamı için:
http://www.birikimdergisi.com/guncel/nobel-konusmasi-latin-amerikanin-yalnizligi
Yani diyor ki, yaşamak için kimseye muhtaç değilsin.
Yalnız da çok güzelsin...
Bir bakışın yeter..
Carlos Gardel-Por una Cabeza
No comments:
Post a Comment